21 Kasım 2009 Cumartesi

BOZ YALNIZLIĞINI

yalan yanlış savrulur güz çıplağı yaprak
kapını suskulara açarsın
iç çekip
aynı pencereden bakarsın hep boşluğa
anıların sızar gelir
durur yanına

sıradan bir aşkın yarasıdır içinde sakladığın
rehin alınmış zamanların vurur an'larına
eksilen yanın acır
sonra gider bir boşluk bırakıp
ağlatan hep odur
(sol yanındaki esaret)
mühürle kederlerini
çek tetiği; haydi cesaret.!
kurut nemini kirpiklerinin
ellerin titremeden iç sigaranı
ihtilâl gibi çık
sevdanın yaktığı zincire vurulmuş gökyüzünden
akan suya bırak çığlığını ve git!
beklenen birisin unutma
nadas bırakılmış topraktan
ve geçmiş aşkların küllerinden yarat umudunu

yalnızlığını boz artık

ansızın sabahın başladığını duyarsın
başucunda masmavi gök.!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder